Aslında bugün yaptığınız bazı davranışlardan ve bu
davranışların sonucunda elde ettiğiniz yaşama şeklinden, hayatınızda ilk defa
kenarına yüzünüzü çarptığınız masa sorumlu! Ne kadar da çok canınız yanmıştı
değil mi? Hatta alnınızın ortasında kocaman bir morluk oluşmuştu. Belki de
yüzünüzdeki o kan damlası ile o gün ilk kez karşılaşmıştınız.
Şimdi nereden çıktı bu masa diyeceksiniz. Şöyle bir
geçmişinize dönmeye ne dersiniz. Hatırlar mısınız, bir gün evde fark etmediniz
ve kazara bir masanın kenarına çarptınız. Sizinki masa değil de sehpa mıydı? Ya
da bir dolap? Yoksa kendi evinizde değil de, teyzenizin evinde mi çarpmıştınız?
Sonrasında ne oldu, onu da hatırlıyor musunuz? Anne ya da babanız size ne kadar
sakar olduğunuzu daha dikkatli olmanız gerektiğini mi söyledi? Hiç sanmıyorum.
Zira hepimiz bir şekilde korunduk, tıpkı bugün bizim de çocuklarımızı
koruduğumuz gibi. Yani ne oldu? Suçlu bulundu! Masa, sehpa, dolap veya
çarptığımız her neyse…
Bundan sonra olaylar şuna benzer şekilde gerçekleşti.
Öncelikle ilk hareket olarak en yakın büyüğünüz tarafından kucaklandınız. Her
zaman arkanızda birilerinin olduğunu fark ettiniz, en ufak bir çarpmada bile.
Halbuki onlar görmeden belki de kaçıncı defa masaya çarpıyordunuz da kimse fark
etmemişti ve sizin de sesiniz çıkmamıştı. Daha sonra da suçlu bir güzel
azarlandı, hatta dövüldü, hem de defalarca önce büyükleriniz tarafından sonra
da acılarınızı dindirsin diye sizin tarafınızdan. Siz istemeseniz bile onlar
sizin elinizi tutarak o masaya vurdu. O gün hayatınızın en önemli iki şeyini
öğrendiniz. Birincisi kendi başınıza bir şeylerle baş etmeye gerek yok, zira
arkanızda olacak mutlaka birileri var. İkincisi ise suçlu siz değilsiniz! Siz
dikkat etmeseniz suçlu olsanız bile sorumluluk sizde değil, cansız da olsa
canlı da olsa “onlarda”. Ailenizde, iş yerinizde, sosyal ortamlarda, …vb. Bu
tarife uygun insanlarla karşılaşıyor musunuz? Yoksa çok daha uzağa gitmesek mi,
şöyle bir aynaya bakmak ister misiniz?
Bunca yıldır öğrendiğiniz ve uygulaya uygulaya zihinde
otoban haline getirdiğiniz bu zihinsel davranış modelini nasıl terk
edebilirsiniz?

- SEÇİM:
Yaptığınız şey bir seçimden ibarettir. Suçlamayı bırakın ve kendinize dönüp
bakın. “Acaba ben neyi farklı yapsaydım sonuç benim için daha değerli olurdu?”
diye düşünmeye başlayın.
- NİYET: Bunu
yapabilmeniz için öncelikle niyetiniz bütünün hayrına olmak üzere harekete
geçmek olmalıdır.
- İNANÇ:
Yılların otobanından ayrılıp yeni bir yol, hatta tali yola geçmek sağlam bir
inanç ister. Bu inancın sizin için neden önemli olduğunu bulursanız, tali
yolunuzu oluşturmakla kalmayacak ayrıca bu yeni yolu hızlıca otobana da
çevirebileceksiniz.
- VİZYON: Bu
inancın ötesinde aslında yaşamınızın sorumluluğunu alma gibi derin bir vizyonun
farkına varmak bir diğer aşamanız.
- Eylem Adımları: Yaptığınız seçim ile ilgili planlar yaparak harekete geçmek
seçilmelidir.
- Kararlılık: Bugüne
kadar hiç bilmediğiniz bir yol olduğu için, daha önce hiç karşılaşmadığınız
şeylerle de karşılaşabilirsiniz. Karşınıza ne çıkarsa çıksın kararlılıkla
yolunuza devam edin. Elde edeceğiniz sonucun değeri sizi yolda tutacak
motivasyonununuz olsun.
Bu altı adımı hayatınıza kattığınızda, hayatınızda ne tür
değişimlerin olabileceğini hayal edebiliyor musunuz?
Kemal Başaranoğlu
Profesyonel Erickson Koçu
Etiketler: #coaching, #değerler, #eylemadımı, #farkındalık, #inanç, #kararlılık, #kemalbasaranoglu, #kendinealanaç, #kişiselgelişim, #niyet, #seçim, #turuncuyeşil, #vizyon