Algı Açmazından Fırsat, Başarı ve Tatmine Yolculuk...

Bölüm 1: Açık Algı Farkındalığı

Cep telefonlarında bulunan pil durumu göstergesinin bir benzeri vücudunuzda olsa idi ve bu sizin günlük olarak açık algı (farkına varma) seviyenizi gösterseydi, sizce ne işe yarardı?





Her sabah uyandığımızda bedenimiz de aynı tam dolu bir cep telefonunu andırır. Aslında algılarımız %100 açıktır. Bir şekilde anlık bir gerginlik ya da huzursuzluk yaşadığınızda bu algı seviyesinde hızlı bir şekilde düşmeye başlarsınız. % 100 olan algımız %80 – 90’lara iner. Hatta huzursuzluk ve gerginliğin artışı bu oranı daha da aşağılara çekip, size tüm gününüzü daha başlamadan bitirtebilir.


Yukarıdakiler kısmi olarak masum diye adlandırdıklarımız. Peki daha tehlikeli nelerimiz var?


Tam olarak algımızın içinde nelerin olduğunun şeması ve bunun algıların açıklık seviyesine göre değişimi aşağıdaki gibidir.








Varsayalım ki siz güne %100 tam enerji ile başladınız yani tüm algılarınız açık. O zaman yukarıda görünenlerin tamamının farkına varma şansına sahipsiniz. Ve bunlar arasından hayalini kurduğunuzu seçerek istediğiniz şeyi gerçekleştirebilirsiniz.



Algı 100%’ün altına indikten sonra %80 ve %50 durumlarında 
neleri görüş alanınızdan çıkardığınızın farkında mısınız? 



Resme bütünden bakarsanız, kıt duruma geçen bir şey yok. Sadece zihin insana, geçmişten gelen inançlarla öğrettiği ya da genetikle taşıdığı kabulleri teker teker doğruluyor. Ve biz de gerçekleşenlere daha güçlü inanıyoruz. 



Farkında mısınız, 
zihninizi ve enerjinizi doğru bir şekilde yönet(e)mezseniz, 
aslında hayatınızda yapabileceğiniz birçok şeyi (potansiyelinizi) 
mazeret ve bahanelerin arkasına saklarsınız



Bunun için kendinize dönmek ve ilk adımı kendinizden başlayarak atmaya başlamak, sizin için ne kadar değerlidir?


Bölüm 2: Tekrarlanan Eylemler Kümesi

Bir de yaptığınız şeylere göz atın. Sürekli aynı şeyleri yaparak yeni ve farklı bir sonuç elde etmeyi beklemeyin. Einstein bile yıllar önce şunu söylemiş; 



‘aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar elde etmek deliliktir’



Başarısız ilişkileriniz mi var? İşinizde yeterince iyi değil misiniz? Para bir türlü sizi sevmedi mi? Hiçbir zaman 10 numara bir takım üyesi hatta lideri olamayacağınızı mı düşünüyorsunuz? 






Döngülerinizi düzlemsel halini de yukarıdaki gibi şematize edersek, sizin döngüleriniz hep tek düzlemde mi geçiyor? Yoksa düzlemler arası geçişler yapıyor musunuz? Neden bir alt düzleme geçip, farklı ve yeni bir durumla tanışmıyorsunuz? Aslında herhangi bir adımda yapacağınız değişiklik doğrudan doğruya diğerlerini de etkileyecektir. 


Sizi frenleyen ve/veya korkutan belirsizlik mi? 
Mevcut durum ve bu durumun konforu mu sizi güvenli alanınızın dışına çıkartmıyor? 



Farklı düzlemlere geçince, renkler, görüntüler, sesler, duygular nasıl da değişecek, deneyin sonucunu hızlıca göreceksiniz.


Değişim; belirsizliktir, zorluktur, tehlikedir ve her şeyden öte risktir. 
Tamam kabul ediyorum bu söylemlerin hepsini. Ama, 
sizce o riski göze almayarak kaçırdığınız fırsat(lar) ne(ler)dir?



Hadi artık sabah uyandığınızda öncelikle kendinizi güzelce motive edin. Önünüze gelen ve sizin enerjinizi tüketecek her şey için de 


Aman be! Şimdi buna öfkelenmeye değer mi?’ 


diye sorun.

Öfkelenmenin sizi beslediğini düşünüyorsanız, tam orada durun! Her öfkelenme insan bedeninde milyonlarca hücreyi öldürüyor


Yani sevdiklerinizle yaşama sürenizden çalmaya değer mi?


Bu tür durumlar için dilinize çocukların kelimelerini, katmaya ne dersiniz?


BANA NE?

SANA NE? 

ONA NE?


Huzur ve sevgi ile kalın.


Kemal Başaranoğlu
kemalbasaranoglu@gmail.com

Etiketler: , , , , , , , , , ,